ABSTRACT
In this paper I will develop the concept of wit(h)ness in the context of Heidegger’s fundamental ontology in Being and Time by making a distinction between observer and witness: Observer is not witness. For he remains at the strain of subject-object relationship and at the distance of knower-known dichotomy. So, who is witness? Sure, it is the potentiality of becoming-witness; or more precisely, it is the wit(h)ness of Dasein who is characterized by being-with without falling into the stream of the subject-object distance. In short, in this text I will deal with the witness of Dasein in Heidegger’s Being and Time. From my perspective, the concept of wit(h)ness does not refer to a trivial wordplay but to the fundamental composition of Dasein. Regarded profoundly, wit(h)ness is linked to the question of conscience in the Heideggerian sense of the term. I will examine the thematics of conscience, guilty, anxiety, call and the situation in Heidegger’s philosophy in order to develop the basic characteristics of the concept of wit(h)ness. Also I will try to compare the analitical axis which constitutes the thematics of conscience with the possibility of witness. In order to do so, problematics of anxiety and guilty will be brought into question after examining the disclosure modes of Dasein.
Keywords: With, witness, wit(h)ness, conscience, Dasein, call, disclosure.
ÖZET
Bu yazıda gözlemci ile tanık arasında bir ayrım yaparak Heidegger’in Varlık ve Zaman’daki fundamental ontolojisi bağlamında ile-tanıklık kavramını geliştireceğim: Gözlemci tanık değildir. Çünkü o, özne-nesne ilişkisinin geriliminde ve bilen-bilinen ikiliğinin mesafesinde kalır. Peki kimdir tanık öyleyse? Kuşkusuz o, tanık-oluş potansiyelidir ya da daha kesin bir dille söylersek, özne-nesne mesafesinin akımına kapılmadan ile-oluş olarak karkaterize edilen Dasein’ın ile-tanıklıdığıdır. Kısacası bu yazıda Heidgger’in Varlık ve Zaman’ında Dasein’ın tanıklığını ele alacağım. Benim bakış açımdan ile-tanıklık kavramı anlamsız bir kelime oyununa değil Dasein’ın fundamental kompozisyonuna işaret etmektedir. Derinlemesine bakıldığında, ile-tanıklık, terimin Heideggerci anlamıyla vicdan sorununa bağlıdır. İle-tanıklık kavramının temel özelliklerini geliştirmek için vicdan, vecibe, kaygı, çağrı ve durum gibi Heidegger felsefesindeki kimi temalarını inceleyeceğim. Ayrıca vicdan tematiğini meydana getiren analitik ekseni tanıklık imkanıyla karşılaştırmaya çalışacağım. Bunu gerçekleştirmek için Dasein’ın açımlanma kiplerini inceledikten sonra kaygı ve vecibe sorunsallarını gündeme getireceğim.
Anahtar Sözcükler: İle, tanıklık, ile-tanıklık, vicdan, Dasein, çağrı, açımlama.