ABSTRACT
When a term is used in science, we tend to integrate its origins, functions, and history to see if the term is a scientific one or comes from other fields. The term «empathy» is an example to such a case. This article challenges the widespread view that empathy is the capability of a person to understand emotions and thoughts of others. We will deconstruct the concept of empathy as an academic one by focusing on its limits. We will discuss the possibility of empathy for humans in critically reconstructing the meaning of the word and its meanings from its ancient origins to contemporary research. Our question is centered on cognitive actions that enable empathy as an emotional way of understanding others. Based on our findings, we argue that the concept of empathy is a recently established academic term. As a concept, it matches with some alternative concepts such as apathy and sympathy. In rhetoric, it is the pathos of the speech that affects the speaker by emotions since no specific receptive ability of the speaker is needed. Similarly, when we use the term empathy, we should use it as a category of the sender, not that of the receiver. This concept of logical empathy opposes to the classical view of empathy studies emphasizing that empathy is a receptive category of the receiver. So, empathy is nothing else but the ability to send emotional or intellectual content suitable to a capable receiver. Also, the comparative study in the concept of empathy in Buddhism gives us evidence that empathy is a spiritual or mental concept whose applications are in the area of pre-linguistic states and esoteric contexts. In rhetorical terms we could define it as a persuasive mood of pathos-driven speech.
Keywords: Rhetoric, empathy, apathy, sympathy, communication, speech, pathos.
ÖZET
Bir kavram ya da terim bilimde kullanıldığında, onun çıkış noktası, işlevi ve tarihini sorarız ve kavramın, aslında bilimsel mi yoksa başka bir alandan mı geldiğini anlarız. Burada, çıkış noktasını ve işlevini belirlemek için tartışacağımız empati kavramı, böylesi bir duruma örnek teşkil etmektedir. Bu makale empatinin; bir bireyin diğerlerini, duygu ve düşüncelerini anlama yetisi olduğuna ilişkin yaygın görüşe karşı çıkmaktadır. Akademik bir kavram olarak empatiyi ve onun sınırlarını yapıçözüme uğratacağız. Bu araştırmada insan iletişimi için empati kavramı ortaya konmuştur. Kelimenin tarihini yeniden inşa ederek insanların empati olanaklarını ve kavramın antik dönemdeki başlangıcından çağdaş araştırmaya kadar uzanan anlamlarını eleştirel bir biçimde tartışacağız. Sorumuz, anlayışı olanaklı kılan bilişsel eylemler olarak empati ve diğer insanları anlamanın duygusal bir yolu olarak empati arasındaki kutuplaşmaya odaklanmaktadır. Bulgularımıza dayanarak biz, empati kavramının son dönemde oluşturulmuş akademik kavram olduğunu tartışmaktayız. Bir kavram olarak empati, apati ve sempati alternatif kavramları ile örtüşmektedir. Retorikte bu, konuşmacıyı duygularla etkileyen konuşmanın pathos’udur. Konuşmacının özel bir alıcı yeteneğine sahip olmasına gerek yoktur. Benzer şekilde, empati kavramını kullandığımızda, alıcı olarak değil, bir gönderen kategorisi olarak kullanmalıyız. Bu mantıksal empati kavramı, empatinin, alıcının bir alımla kategorisi olduğunu vurgulayan klasik empati çalışmaları görüşüyle ters düşmektedir. Böylece empati, yetenekli bir alıcı tarafından alımlanmaya uygun duygusal ya da entelektüel içeriklerin gönderilmesi kabiliyetinden başka bir şey değildir. Ayrıca, Budizm’deki empati kavramına ilişkin karşılaştırmalı çalışma bize, empatinin ruhsal ya da akılsal bir kavram olduğunun ve uygulamalarının, dilin gelişiminden önceki dönemlerde ve ezoterik bağlamlarda bulunduğunun kanıtını sunmaktadır. Retoriksel anlamda empatiyi, pathos odaklı konuşmanın ikna edici bir hâli olarak tanımlayabiliriz.
Anahtar Sözcükler: Retorik, empati, apati, sempati, iletişim, konuşma, pathos.