HEIDEGGER VE ŞEYLERİN SESSİZLİĞİ

ÖZET

Bu çalışmanın amacı, Heidegger’in Modern Teknoloji Çağı’nı şeylerin açıklığı tarafından terk edilmiş bir çağ olarak yorumladığı köktenci düşüncesinin açımlanmasıdır. Bu düşüncenin en önemli savı, modern teknolojide şeylerin yalnızca sessizlik olarak açığa çıkabileceğidir. Heidegger’e göre, modern teknoloji, Batı metafizik düşünme sürecinin doruğudur. Burada, onun en temel sorunu, şey’in herhangi bir biçimdeki dış görünüşüne yani Yunanlılar’ı eidos’una indirgenemeyeceğidir. Şeylerin dışsal tasarımı bize onların her tür insani kavrayıştan kendini geri çeken otantik varlığını veremez. Bunun sonucu olarak gelişen teknolojik tavır, gerçekliği el-altında-bekletilen kullanılabilir kaba materyale dönüştürerek açığa çıkarma biçiminde betimlenebilir. Heidegger’in en tartışmalı yaklaşımı, teknolojinin özünü insan doğasının açıklığa meydan okuyan tavrı olan Gestell olarak belirlemesidir. Böylece, Heidegger modern teknolojide insan varoluşunun şeylerle kökensel ilişkisinin yitirilmiş olduğuna işaret eder. Ancak bunun yanı sıra, Heidegger’in Gestell’in tam ortasında büyüdüğünü düşündüğü kurtaran güç, şeylerin şeylemesi (yani “şey” olarak açığa çıkmakta olması) olarak açılır. O, teknolojinin bu ikili anlamını, şeylerin Geviert’te kökensel ulaşılabilirliğinin olanaklı yolunu açma doğrultusunda dönüştürür. Geviert, şeylerin şeylemesine uygun poetik uzam ve poetik dilin açıklığıdır. Sonuç olarak, Heidegger çarpıcı bir biçimde şöyle söyler: Yalnızca şairler, poetik tanıklıkta, kendini şeylerde gizleyen varlığın poetik sessizliğini söyleyebilir.

Anahtar Sözcükler: Metafizik düşünme, teknoloji, GestellGeviertpoetik uzam, poetik sessizlik.

ABSTRACT

This study aims to articulate Heidegger’s radical thought that abandoning by the things thinging of them in the age of modern technology. The most substantial thesis of this that in modern technology things may be only as silence. According to Heidegger modern technology is an ultimate end of the western metaphysical thinking process. Here, his main problem is the thing cannot be reduced to any sort of outward look, or eidos in Greek. External representation of things never gives us their authentic being, which partly withdraws from every human grasp. As a result of this, technological attitude may be defined as revealing the standing-reserve of reality or the storehouse of available raw materials. Heidegger’s most contentious point is the characterisation of the essence of technology as Gestell which he sees as challenging the essence of being human. Therefore, Heidegger contends that the primordial relation of human being to things has been lost in the age of modern technology. But also the saving power that Heidegger sees at the heart of Gestell is revealing the thinging of things. Heidegger wants to rectify this double meaning of technology for disclosing any possible path to a primordial accessibility of things as Geviert. Geviert appropriates poetic space and poetic language for the things thinging. Finally he says strikingly that  only can poets’ poetic dwelling be witness of that as saying poetic silence of Being that concealing itself in the things.

Keywords: Metaphysical thinking, technology, Gestell, Geviert, poetic space, poetic silence