ÖZET
İlkel dinlerde kutsal sayılan ve yüceltilen kadın, özel mülkiyetin ortaya çıkmasıyla birlikte üremeden kaynaklanan gücünü yitirmekle kalmamış; üretim aracına sahip olan erkeğin güçlü duruma geldiği ataerkil toplum düzeni içerisinde baskı altına alınarak, ikincil bir konuma yerleştirilmiştir. Anasoylu toplumların kadınını güçlü kılan üreme işlevi, ataerkil düzene geçişle birlikte erkeğin lehine yeniden düzenlenmiş; bütün tek tanrılı dinler, önce Âdem’in sonra da onun kürek kemiğinden Havva’nın yaratıldığını ileri sürmüş ve üremede asıl önemli olanın erkek olduğu düşüncesini inanç sistemlerinin özüne yerleştirmişlerdir. Bu makalenin amacı, tek tanrılı dinler ve bu dinlerin anlayış ve uygulamalarının temel kaynakları olan kutsal kitapları bağlamında, kadının ikincil konumunu ortaya koymaktır.
Anahtar Sözcükler: tek tanrılı dinler, Kutsal Kitap, kadın, erkek, aile
ABSTRACT
The woman, who had been considered as sacred and thus glorified until the emergence of private property, has not only lost her fertility-based power, but has also been gradually suppressed and subordinated in the social order driven by powerful man. The reproductive function of woman which made her powerful in the matriarchal societies has later turned, particularly after the transition to the patriarchal order, to be reorganized in accord with the best interest of men. Thus, all monotheist religions have proposed the idea of Adam being created first and Eve being created from his shoulder blade and placed this narrative at the very center of their belief system. This article aims to discuss but critically the secondary position of woman within the context of monotheistic religions and their holy books, the basic sources of religious perceptions and practices.
Key Words: monotheist religions, Holy Book, woman, man, family