TELEVİZYONUN EPİSTEMOLOJİK ANALİZİ ÜZERİNE

ÖZET

20. yüzyılda ortaya çıkan televizyon fenomeni, arkaik çağlardaki medyumun ya da büyücünün gördüğü işlevi görür. Buna göre televizyon, insanların duyu verilerinin erişiminin ötesinde bulunan yerlerden enformasyon tesis eder. Fakat televizyonun medyum işlevinin yanı sıra teknik işlevi de bulunur. Teknik, Aristoteles’e göre doğanın eksik bıraktığı şeylerin insan tarafından tamamlanmasıdır. Bu bağlamda televizyon da duyu verilerimizin sınırlılığının giderilmesi ve genişletilmesidir. Fakat insanların duyu verilerinin teknik bir cihaz olan televizyon vasıtasıyla genişletilmesi, bilginin güvenilirliğine yönelik birtakım sorunları da beraberinde getirmiştir. Artık elde ettiği bilginin güvenilirliğini kendi duyu verileri aracılığıyla denetleyemeyen televizyon izleyicileri, sistemli bir manipülasyona maruz bırakılmaktadır. Bundan dolayı televizyon artık gerek siyasi gerekse ticari bir takım güç odaklarının gerçeği saptırma, gizleme ve hatta yeni bir gerçek inşa etme aracı (medyumu) haline gelmiştir. Teknik imkânlarından dolayı toplumun büyük bir kısmına sirayet edebilme imkânı bulunan televizyon, artık yeni iktidar söylemleri oluşturma, bu söylemler vasıtasıyla bir hakikat yaratma ve bu hakikate tüm toplumu ikna etme merkezine dönüşmüştür. Televizyonun inşa ettiği medya dili oyunu vasıtasıyla hakikat, söz konusu dil oyununa içkin bir tarzda kurularak dünya global bir köy haline gelir. Böylece toplumsal birtakım yaşam ve kültür modellerinin yanı sıra bireysel istek ve arzular, algıların manipülasyonu süreci işletilerek inşa edilen hakikatlerin yardımıyla empoze edilmeye başlanır.

Anahtar sözcükler: Televizyon, medya, medyum, manipülasyon, teknik, hakikat, dil oyunu, söylem.

 

ABSTRACT

The television phenomenon that emerged in the 20th century functions as the medium or magician in archaic times. Accordingly, television supplies information from places beyond the reach of people's sense data. However, television has a technical function as well as a medium function. According to Aristotle, technics is the completion by man of what nature left incomplete. In this context, television is the elimination and expansion of the limitation of our sense data. However, the expansion of people's sensory data by means of television that is a technical device has brought along some problems regarding the reliability of information. Television viewers, who can no longer control the reliability of the information they obtain through their own sense data, are subjected to systematic manipulation. Therefore, television has now become a agent (medium) for both political and commercial power groups to deflect and hide truth and even construct a new truth. Television, which has the opportunity to affect a large part of the society due to its technical possibilities, has started to become the center of creating new power discourses, creating a truth through these discourses and convincing the whole society to this truth. Through the media language game built by television, the world becomes a global village by establishing the truth immanently to the language game in question. Thus some social life and culture models and in addition individual wishes and desires begin to be imposed with the contribution of truths constructed by the manipulation of perceptions.

Keywords: Television, media, medium, manipulation, truth, language games, discourse