ÖZET
Foucault, felsefi güzergâhının belli dönemlerinde, özneleşme süreçlerinde rol oynayan belli temaları öne çıkarmış ve bunların analizine yoğunlaşmıştır. Fakat onun felsefesini belli uğraklara ayırmaya imkân tanıyan kavramsal ve yöntemsel değişimler, önemli eleştirileri de beraberinde getirmiştir. Bu eleştirilerden biri, Foucault’nun birbiriyle çelişen iki öznellik yorumu sunduğu yönündedir. Bu çalışmanın amacı, Foucault’nun öznellik kavrayışını, söz konusu eleştiri çerçevesinde, etik üzerine olan son dönem çalışmalarından hareketle incelemektir. Bu bağlamda, onun etik çalışmalarının, önceki çalışmalarında teşhis ettiği problemlere yönelik etik-politik bir cevap verme girişimi olarak okunması gerektiği iddia edilecektir. Bu yönde bir okumanın, Foucault’nun tabi kılınma yoluyla özneler haline getirilme süreçlerine yönelik çalışmalarının, bireyin kendini dönüştürmesine dayanan aktif bir özneleşme sürecini savunduğu etik çalışmalarıyla nasıl birleşebileceği sorusunu farklı bir perspektiften hareketle ele almaya imkân tanıdığını düşünmekteyiz. Bu amaçla Foucault’nun son dönem çalışmalarının merkezi teması olan “kendilik kaygısı”na yönelik analizleri, çalışmamızın odak noktasını oluşturmaktadır. Etik öncesi çalışmalarında sunduğu öznellik kavrayışını, bu analizler doğrultusunda yeniden ele alarak, söz konusu sorunun mümkün bir yanıtına işaret etmeye çalışacağız.
Anahtar Sözcükler: Kendilik kaygısı, etik, özneleşme, kendilik pratikleri, iktidar, varoluş estetiği, tinsellik, ethos.
ABSTRACT
Foucault emphasizes certain themes that played a role in the processes of subjection/subjectivation in various periods of his philosophical studies and focuses on their analysis. However, the conceptual and methodological variations that give way to a division of his philosophical survey into certain moments, also lead to important criticisms. One strand of these criticisms argues that Foucault offers two very conflicting interpretations concerning subjectivity. This study takes its departure from the aforementioned criticism and aims to examine Foucault's understanding of subjectivity based on his later studies on ethics. In this context, it will be argued that his ethical work should be read as an ethical-political response to the problems he defines in his previous work. We believe that this kind of reading offers a new perspective that allows addressing the question of how Foucault's earlier work on processes of becoming subjects through subjection can be combined with his ethical work that advocates a process of subjectivation that involves active self-transformation. For this purpose, Foucault's analysis concerning “the care of the self” which is the central theme of his later studies, will be the focal point of our study. By reconsidering the understanding of subjectivity presented in Foucault’s earlier period in line with his later analyzes, we will try to point out a possible answer to the problem in question.
Keywords: : Care of the self, ethics, subjectivation, practices of the self, power, aesthetics of existence, sprituality, ethos.