ÖZET
Husserl’in istediği açıklık (Klarheit) olmakla birlikte, bilgide böyle bir açıklığın nasıl sağlanacağı problem konusudur. Fenomenolojinin, ayrımlar yapan bir kesin bilim olduğu göz önünde bulundurulduğunda onun asıl anlamın ve hakikatin peşinde olduğu söylenebilir. Dolayısıyla doğrudan ve kesin bilgiyi elde etmeyi amaç edinen Husserl felsefesinde, hakikat sorununu araştırmak önem arz eder. ‘Görünür kılmak’ anlamına gelen fenomenolojide, kesin olan ben dışında bir başkasını görünür kılmanın nasıl mümkün olduğu sorusu önemli bir yere sahiptir. Bu makalede yapılacak olan hakikat araştırması özellikle doğal tavrı sorgulayacak ve mutlak bir bilgiyi sağlayacak olan ‘‘salt ben’’ (absolutes Ich) kavramına yönelecektir. Nihayetinde öz bilgisine yönelen fenomenolojide kesin bilgi ve apaçıklık, ‘‘salt ben’’ alanına ait özlerde ortaya çıkmaktadır. Bu amaçla ilk olarak fenomenoloji ve fenomenolojik tavır söz konusu edilecek, ardından reduktion ve özneler-arasılık problemi üzerinde durulacaktır. Bu bağlamda bir öz araştırması olan fenomenolojide reduktion’un istediği ortaya konmuş ve bu apaçıklık alanında fenomenolojik tavır araştırılmış olacaktır. Başkasının varlığının bilinebilir olup olmadığı, ‘ben’ ve ‘sen’ arasındaki ilişki ve bir başkasını anlamanın güçlüğü belli başlı problemlerdir.
Anahtar Sözcükler: Başkası, intersubjektivite, Einfühlung, reduktion, fenomenoloji, epokhe, evidentia, refleksiyon, salt ben.
ABSTRACT
Although Husserl aims clarity (Klarheit), how to provide such clarity in information is a problem. Considering that phenomenology is a rigorous science, it can be said that it is seeking for real meaning and truth. Therefore, it is important to investigate the problem of truth in the Husserl philosophy, which aims to obtain direct and precise information. In phenomenology which means to ‘make visible’ the question of making someone visible other than pure Ego has an important place. The truth research that will be done in this article, will question the natural attitude and it turns to the concept of ‘‘pure Ego’’ (absolutes Ich), which will provide an absolute knowledge. In phenomenology, which ultimately turns to self-knowledge, precise knowledge and clarity emerge in the essences of the ‘‘pure Ego’’ field. Phenomenology and phenomenological attitude will be discussed first in this article then the problem of reduction and intersubjectivity will be investigated. In this context, the phenomenon which is a self-study will be put forward and the phenomenological attitude in this field of clarity will be searched. Whether the existence of someone else is knowable, the relationship between ‘me’ and ‘you’ and the difficulty of understanding the ‘‘other’’ are the main problems.
Keywords: The ‘other’, intersubjektivity, Einfühlung, reduktion, phenomenology, epokhe, evidentia, reflection, pure ego.