ÖZET
Antikçağdan bu yana filozofların, mimarlığı doğrudan ilgilendiren konuları sorguladıklarını mimarların felsefeden esinlendikleri ve nihayet özellikle son 20 yılda gerçekleşen bu karşılıklı düşünme etkileşiminden ‘mimarlık felsefesi’ adında bir disiplinin doğmakta olduğunu biliyoruz. Bu çalışmada önce, Heidegger, Baudrillard, Deleuze, Derrida ve Alain de Botton gibi Avrupalı filozofların, mimarlığın etkinlik alanına giren konulara nasıl yaklaştıklarına değinilecek; ardından, bu yaklaşımlar ve mimarlığın değişen sorgulamaları ışığında yeni bir disiplin olarak belirginleşen mimarlık felsefesinin disiplinler-arası kimliği ve genel çerçevesi ele alınacaktır.
Anahtar Sözcükler: Mimarlık, topos, chora, yersiz-yurtsuzluk, mekan, ikamet etmek, bina, ev.
ABSTRACT
We know that the philosophers have been inquiring about the major issues of architecture and the architects have always been inspired by philosophy since the ancient times. Especially in the last 20 years, we have witnessed the rise of a new discipline called ‘philosophy of architecture’ as the final consequence of this mutual thinking. In this article, European philosophers such as Heidegger, Baudrillard, Deleuze, Derrida and Alain de Botton will be briefly reviewed with regard to their thinking on some of the concepts which are also the major issues in the architectural domain. Following that, the philosophy of architecture, the new discipline which has emerged in the light of these philosophical approaches and the new architectural inquires, will be pointed out from an interdisciplinary perspective.