EĞİTİM ALANINA ODAKLANARAK FOUCAULT’NUN AYDINLANMA ELEŞTİRİSİNİ YENİDEN OKUMAK: KANT’A RAĞMEN DEĞİL, KANT’LA BİRLİKTE

ÖZET

Birçok düşünür tarafından Foucault, aydınlanma aleyhtarı bir filozof olarak addedilir. Bu bağlamda Foucault’yu aydınlanmanın ve/veya aydınlanmanın büyük düşünürü Kant’ın yanına yerleştirmek oldukça zor gibi gözükse de ben bu metinde Kant ve Foucault’nun aydınlanma üzerine metinlerini ele alacak ve Kant’ın aydınlanma üzerine görüşlerinin Foucault perspektifinden bir savunusunu yapmaya çalışacağım. Daha doğru ifade edecek olursak, Kant’ın böyle bir savunuya ihtiyacı olmadığını, zira Foucault’nun Kant ve aydınlanma üzerine olan metinlerinin Kant’a bir saldırı niteliği taşımadığını ileri süreceğim. Bu görüşümü desteklemek için Foucault’nun kendi düşüncelerinin yapı taşlarını Kant’ta bulduğunu, Kant’a dair bir eleştirellik barındırsa bile Foucault’nun bu metinlerde asli olarak kendisi ve Kant arasındaki paralelliklere işaret ettiğini savunacağım. Bu bağlamda Kant’a karşı Kant’ı savunma işini zaten Foucault’nun kendisinin yaptığını göstermeye çalışacağım. Özellikle belirtmek gerekir ki bu incelemeyi yaparken bir yandan da tüm bu tartışmaların eğitim alanına nasıl yansıyacağını sorunsallaştırmaya ve günümüz eğitim alanı için ne ifade ettiğini anlamaya çalışıyor olacağız. Böylelikle her iki düşünür için de aydınlanmanın hep eleştirel, yenilikçi, özgürleştirici ve kalıcı bir süreç olarak anlaşıldığının, kişinin kendisini ve etrafındakileri sorgulamasıyla, kendisinin ve etrafındakilerin tâbi olduğu kuralları ve ilişkilenme biçimlerini dönüştürme çabasıyla yakından ilişkili olduğunun altını çizebilmeyi umuyorum. Bu bağlamda her iki düşünürün de geleneksel eğitim içeriklerinin ve/veya biçiminin sorgulanması sürecine işaret ettiğini, bu sürecin toplumun tüm üyeleri tarafından her daim benimsenmesi gereken bir tutuma işaret ettiğini, otoritelerden bağımsız düşünmenin ve bu şekilde bağımsız düşünmeye diğerlerini de yönlendirmenin toplumun yararına bir adım olarak anlaşıldığını gösterebilmeyi umuyorum.

Anahtar Sözcükler: Eğitim, Kant, Foucault, Aydınlanma.

ABSTRACT

By many thinkers, Foucault is considered an anti-enlightenment philosopher. In this context, although it seems difficult to place Foucault next to enlightenment and/or next to Kant who is the great thinker of enlightenment, in this article, I will examine the texts of Kant and Foucault on enlightenment and will try to defend Kant’s views on enlightenment from Foucault’s perspective. To put it more accurately, I will argue that Kant does not need such a defense since Foucault’s texts on Kant and enlightenment do not actually attack Kant. To support this claim, I will argue that Foucault finds the building blocks of his own thoughts in Kant, and that even though they contain criticism about Kant, Foucault’s texts essentially point to parallels between him and Kant. In his context, I will try to show that Foucault already does the job of defending Kant against Kant. It should be noted that while doing this examination, we will be trying to problematize how all these discussions will reverberate in the field of education and to understand what they signify for today’s field of education. In this way, I hope to underline that for both thinkers enlightenment is always understood as a critical, innovative, liberating and permanent process, which is closely related to one’s questioning oneself and those around him/her, and to the effort to transform the rules and ways of relating to oneself and those around him/her. In this context, I hope to be able to show that both thinkers point to the process of questioning the traditional educational content and/or form, that this process points to an attitude that should always be adopted by all the members of the society, and that it is understood as a step for the benefit of the society to think independently from authorities and to lead others to think also independently from authorities.

Keywords: Education, Kant, Foucault, Enlightenment.