MAGRITTE VE WITTGENSTEIN BAĞLAMINDA RESİM - DİL İLİŞKİSİ VE GERÇEKLİK ARAYIŞI

ÖZET

 

İnsanoğlu yaşamı boyunca gerçeğe temellendirmede, Arşimetçi bir dayanak noktası, perspektifler üstü bir bakış açısı arayışını sürdürmüştür. Descartes’ın, "kuşku duyan bir ben olduğumdan kuşku duyamam" ile başlayan gerçek arayışında, onun Cogito’ya yaptığını Wittgenstein dilde yapma olanağını arar. Dilciler, gerçeğin kanıtlanabilir olmadığı ve gerçekle aramızda dil olduğu olgusundan hareket ederek çabalarını sürdürür. Bir diğer taraftan sürrealizmin önemli bir temsilcisi René Magritte’in çalışmalarıda sorguladığı gerçek ve dil ilişkisi farklı bir disiplindeki aynı kaygıyı gözler önüne serer.

Bu çalışmamızda insanın bu arayışını dil üzerinden nasıl konumlandırdığına odaklanmak, felsefe tarihinde çok önemli bir yer tutan Wittgenstein’ın dil ile ilgili çalışmalarına ve ressam Magritte’nin eserlerindeki dil ve resim ilişkisine değinmek istiyoruz.

 

Anahtar Kelimeler: Magritte, Wittgenstein, Resim, Dil, Gerçeklik

ABSTRACT

Man, throughout his life, has pursued a search for an Archimedes’ point, a way of looking beyond perspectives to establish the truth. Descartes started the search (for truth) with a suspecting “I” which was carried on by Wittgenstein as applying it into language. Linguists keep on claiming that the truth cannot be proved and there exists the language between the truth and us. Similarly, Magritte - one of the pioneers of surrealism – questions the relationship between truth and language, therefore, concerns the very same thing within the framework of a different discipline. 

The aim of this study, thus, is to talk about how man positions this search regarding language, the studies of Wittgenstein on language and finally, the relationship between painting and language in Magritte’s works.

Key Words: Magritte, Wittgenstein, Painting, Language, Truth.