MICRO-FASCISM: PEDAGOGY (OF ART) AND THE SCENE OF ITS POLITICS

ABSTRACT

In his essay, “Relation of the Third Kind”, Maurice Blachot establishes three relations that could be established with the Other. These relationships when compared to its political annotations denote very different connotations. In the socialist state, which is didactic, the educational system is based upon a hierarchy and in the fascist state, hierarchy is threatened as if it does not exist but unification is the sole aim. In order to break from this duality, Blanchot offers a third Other whose coming is going to create an horizon in which there is no horizon.

This Other Himwhen seen through an educational lens, I purport, can claim the intellectual emancipation of  JosephJacotot. Jacotot’s teaching method depends on three principles: (i) all men have equal intelligence, (ii) every man has the faculty of being able to instruct himself/herself and (iii) everything is in everything. There is no intelligence where there is the binding of intelligence to another. The intelligence occurs where each person acts and is capable of telling and verifying what he is doing. In the conclusion, I try to purport that instead of the intellectual and enlightened pedagogy of Socialism ending in Fascism, wherein the Leader turns out to be one who informs the crowd through teaching, whether on a macro or micro level, a new politics could only start in a relation that should be established as the third relation, without a Leader, without a central pedagogical technique where the teaching subject neither unifies nor affirms the Other and wherein the Other can turn into an Atrui and not a subject, but an Other Him, always in distant but still visible.

Keywords: Socialism, fascism, Blanchot, Bataille, leader, Jacotot’s intellectual emancipation.


ÖZET

“Üçüncü Tür ile İlişki” başlıklı makalesinde Maurice Blanchot, Öteki ile kurulabilinen üç adet ilişki türünden bahseder. Eğer siyasi açılımları düşünülürse, her bir türün farklı bir anlamı çağrıştırdığı anlaşılır. Didaktik olan sosyalist devletin var olduğu bir dünyada eğitim ağır bir hiyerarşiye dayanır. Faşist devletin var olduğu bir dünyada ise, birleşim ulaşılmaya çalışılan en büyük amaç olmasına rağmen hiyerarşi sanki yokmuş gibi davranılır. Bu ikilikten kurtulmak için, Blanchot, ortaya çıkmasının ufku olmayan ufukta belirebileceği bir Öteki önerir.


Bu “Öteki O”ya eğitimin penceresinden bakıldığı zaman, Joseph Jacotot’nun entelektüel kurtuluş fikrinin daha iyi anlaşılabileceğini düşünüyorum. Jacotot’nun öğretim yöntemi (i) herkesin eşit düzeyde zekası vardır, (ii) herkes kendini yönetebilecek bilince sahiptir, (iii) her şey her şeydir, şeklinde üç ilke üzerinde ilerler. Bir zekanın başka bir zekaya bağlı olduğu bir yerde hiçbir zeka ortaya çıkamaz. Zeka, ancak her insanın eyleme geçtiği ve de kendi yaptığının ne olduğunu açıklayabildiği ve söyleyebildiği yerde ortaya çıkar. Sonuç olarak, belirtmeye çalıştığım durum, sosyalizm, liderin ister mikro ister makro seviyede olsun kalabalığı eğiterek bilgilendirdiği sürekli faşizm ile sonuçlanan entelektüel ve aydınlanmış pedagojisi yerine, ancak bir liderin olmadığı, merkezi bir pedagojik tekniğin olmadığı ve öğreten öznenin Öteki’ni ne yutmaya ne de olumlamaya çalışmadığı ve Öteki’nin, bir özne değil belli bir uzaklıkta duran ama görünür olan bir Öteki O’ya (Atrui) dönüştüğü bir dünyada yeni bir siyaset başlayabilir. 

Anahtar Sözcükler: Sosyalizm, faşizm, Blanchot, Bataille, lider, Jacotot'nun entelektüel özgürleşmesi.